28 Temmuz 2009 Salı

FISTIK YEŞİLİ BİSİKLET VE DANS EDEN SAÇLAR


Çocukluğumda sahip olamadığım tek şey bisikletti...Bisikletime binip otomobillerin arasına girip onlarla yarışmayı hayal ederdim. Bu hayalimi bizimkilerle paylaşınca korktular tabi ki ! '' Bu çocuk delirmiş. Dediğini yapar '' diyerek almadılar. 5-10 yaşları arası bisiklet tantanasıyla ağrıttım başlarını. Sonra bir gün Side Jandarma Kampı'na gömdüm hayallerimi. Kiralık bisikletler vardı. Dayımın yardımıyla koydum kıçımı selesine. Çevirdim pedalları. Sürüş o sürüş...Annem , babam ve kardeşim balkonda beni izlerken; dayım '' Aferin yeğenime '' diyordu .Sanki yıllardır bisiklete binmiş gibiydim. 2 tur , 3 tur , 4 tur derken resmen deliye dönmüştüm. Bir kere bile düşmedim. Sonra parkurun sağında bir güzel gördüm. Hiç unutmuyorum , fıstık yeşili bir bisikleti vardı . Saçları şampuan reklamlarındaki gibi ahenkle dans ediyordu. Yolun sonunda kavşak vardı. Görünüşe göre orda karşı karşıya gelecektik. Biraz yavaşlamam ve onun geçmesine izin vermem gerekirdi. Ama heyecandan elim ayağım birbirine girdi. Frene parmaklarımı uzatana kadar iş işten geçmişti. Güzelim kızın bisikletine kafadan tosladım. İkimiz de yere düştük. Suratımın rengi malum. Ama beni bitiren kızın kampı inleten bağırışıydı. '' Ne biçim bisiklet sürüyorsun gerizekalı !!! '' Sonra bildiğiniz çocukca hakaretleri tek tek saydırdı. Özür bile dileyemedim. Belki klasik Türk filmi gibi bitecek final ama o günden sonra bir daha bisiklete binmedim ! Hayatımda hiç bisikletim de olmadı...
Tour de France geride kalırken , Eurosport'ta Caner Eler yanında Aydan Çelik , Sarper Günsal ve Belçikalı yazar Dirk Vermeiren bizlerle birlikte oldu. Pennearabiata'da Ali Okancı , Ataryemez'de Coşkun Türk , Radikal'de Banu Yelkovan ve son olarak da Sabah Gazetesi'nde Hıncal Uluç , Caner ve arkadaşlarına teşekkür etti. Bense içimdeki çocuğu uyandırdıkları için onlara minnettarım. Üstelik otomobillerle yarışmayacağım için ailemin gönlü de artık rahat...

Eurosport'a alkış!..
YANİ bir spor olayı bu kadar mı güzel nakledilir?.. Yani bir spor olayı bu kadar mı güzel anlatılır?..
Fransa Turu'ndan söz ediyorum ve de Eurosport'tan.. ve dahi Türkçe anlatan Caner Eler ve arkadaşlarından..
Bütün öğleden sonralarım ekran başında geçti, bir aya yakın zamandır.. Büyülenmiş gibi izledim..
Fransa, köyüyle, kentiyle, ovaları, yaylalarıyla bir rüya ülkesi miydi, yoksa çekimler öylesine muhteşemdi ki, bana mı öyle geldi?..
Hele o son gün.. O Paris.. Şeytan dedi ki "Atla yarın uçağa.. Doğru Paris.."
Adamlar, neyi, nasıl çekeceklerini biliyorlar bir.. İki.. Turun Fransa reklamı için bulunmaz bir fırsat olduğunun farkındalar..
O tamam..
Peki benim sunucum?..
Bu ülkede bugüne dek izlediğim en iyi spor anlatımı, kimse kıskanmasın..
Yüzünü görmedim, adını birkaç yere telefon edip güç öğrendim Caner'in..
Bu nasıl bir bilgi birimi, bu nasıl bir dersini en iyi çalışma, bu nasıl bir seyirciye saygıdır?..
Tur bir kentten geçiyor.. Şaraplarıyla ünlü.. Caner o şarabın özelliklerini anlatıyor bize.. Niye farklı, niye ünlü..
Ertesi gün bir köy var kenarda.. "Burası adını meşhur bir peynire vermiştir" diye başlıyor.. O peynirin tadını, kokusunu değil sadece, nasıl yapıldığını da anlatıyor..
Bir gün, bir dağ etabından geçerken, öte dağda yangın mı ne var.. Uçaktan bir şey atıyorlar yangına.. Atılan maddenin kimyasal formülünü de söylemez mi, anında?..
Yani adam ansiklopedi yahu.. Ve her gün ayrı yarışmacıyla ayrı dilde yapılan röportajları anında tercüme ediyor.. Kaç dil biliyor acaba?..
Son gün.. Paris.. Concorde'dan Şanzelize'ye giriyor yarışçılar, Paris caddelerinde.. "Sağda bir kitapçı vardır" diye onu bile anlatıyor..
Pes ki, pes!..
Benim eleştirilerim için "Efendim TRT'den attık ya, ondan böyle yazıyor" dediler ve yutturdular ya, TRT'nin yeni Genel Müdürü İbrahim Şahin'e..
İşte o Genel Müdüre çağrı..
Bir Paris etabını seyretsin Eurosport'un.. Bir de TRT'sinin Avrasya Maratonu ve İstanbul'unu.. Çekim farkını görsün.. Anlatım farkını dinlesin.. Ondan sonra da, uygarlığın "U"su varsa karakterinde, benden özür dilesin!...

Hıncal Uluç
Sabah Gazetesi

Hiç yorum yok: