23 Ekim 2009 Cuma

KISA KISA


Farkındayım bir süredir ihmal ediyorum burayı. Daha çok twitter'dan çıkıyor sesim. Maksat işin kolayına kaçmak değil , bu aralar işler yoğun. Üstünde çalıştığım projenin yanısıra izin günlerimde İstanbul dışında olmam da yazmaya fırsat bırakmıyor. Bugün Eskişehir'de olacağım. Üniversitede 4 yıl tozunu , toprağını yuttuğum , Porsuk'unu kokladığım , çiğ böreğiyle karnımı doyurduğum , Bademlik'e çıkıp çayını içtiğim , Odunpazarı'nda tur attığım , radyosunda televizyonunda yayın yaptığım , kampüsünde kız kestiğim , sinemasında film izlediğim , barında sabahladığım , Doktorlar Caddesi ve Vişnelik'te ikamet ettiğim Eskişehir'le yıllar sonra ilk kez kucaklaşacağım. En son 9 sene önce gitmiştim. Ne kadar değiştiğini söyleseler de göz görmeyince , beyin de algılamıyor işte. Arada Beşiktaş maçına gidip tribünde maç izlediğim günleri de anacağım şüphesiz...

***

Hazır parmaklara hükmederken kıssadan hisse üç beş paylaşımla devam edelim bari. Ne mutlu ki Avrupa'daki üç takımımız haftayı puanla kapattı. Wolfsburg beraberliği Beşiktaş'ın lig ve şampiyonlar ligi geleceğini pozitif etkileyebilir. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Rumenleri üzdüğü gecenin sonunda iki grubun zirvesinde bizimkileri görmek insanın hoşuna gidiyor.

Steaua Bükres-Fenerbahçe maçı yerine platform savaşı izledik bu gece. D-Smart ve Digitürk arasındaki çarpışmada olan ekran başındakilere oldu. Bir yandan kocaman bir logo , diğer yandan alttan geçen yazılar. Bunların yanında bir de maçı anlatan Emre Tilev'in söyledikleri. İki grup arasındaki maç krizi bugüne nasıl yansıyacak bilmiyorum ama hangisi haklı bunu çok merak ediyorum. Çünkü digitürk cephesi kanalla yapılan anlaşma gereği maçı yasalara uyarak yayınladığını iddia ediyor. Kafamı karıştıran ise aşağıda gördüğünüz TNT reklamı. Madem digitürk'ün yayınlama hakkı yok , o halde neden ilan ediyorsunuz ?

Yıllardır ratingleri her gün takip eden biri olarak sabah yaşadığım şaşkınlığı da paylaşmak lazım. Bir zamanlar şampiyonlar ligi maçlarının eline su dökülmezken, şimdilerde dizi furyası almış başını gidiyor. Star'da Cem Uzan zamanında Türk takımlarının maç yaptığı bir gecede 1 milyon doların üstünde reklam gelirine şahit olmuşluğum var. Şimdilerde varsa yoksa dizi. Futbol ratinginin düşmesinin birinci sebebi deneklerin değişmesi. Kalite , heyecan , rekabet eksikliği arkasından geliyor. Düşünün 'tamam ya da devam' maçına çıkmış Beşiktaş'ın Wolfsburg'la oynadığı karşılaşma totalde 9.8 rating , 25.3 share almış. Yaprak Dökümü ise 18.5 rating ve 45.1 share. AB grubunda ise maç 10.3 rating 26.9 share alırken , dizi 20.9 rating 51.7 share almış. Bunu 'kumanda artık bayanların elinde' diye mi değerlendirirsiniz yoksa 'beyler futboldan bıkmış' mı dersiniz , yorum sizin...

***

Derbiler futbolun tadıdır , tuzudur. Uzun lig maratonunda yaşanmayan heyecan 90 dakikaya sığar. Kavgası , gürültüsü , yağmuru , çamuru , golleri , kurtarışları , penaltısı , kırmızı kartı derbinin rengidir , daha çok sevilme nedenidir. Tüm dünya bizi izliyor sansak da kendi dünyamızda var olması gereken rekabettir. Maç öncesi programlardan hiç haz etmem. Ama işimiz gereği çıkıp iki laf etmek üstümüze düşen vazife. Pazar 14'de Ntvspor'da derbiyi konuşacağız.

Vieri nam-ı diğer Bobo futbola veda ettiğini açıkladı. Sydney'de başladığı kariyeri 36 yaşında Atalanta'da noktalandı. Ne mutlu O'na ki İtalya'nın üç büyük kulübünde forma giydi. 14 ayrı takımda zirveyi de gördü , çöküşü de yaşadı. Bazen bir kahraman , bazen istenmeyen bir adam oldu. Şampiyonluk yaşadığı Juventus'tan A.Madrid'e gittiğinde her baba yiğidin harcı olmayacak şekilde coşmuş ve gol kralı olmuştu. Eskiden bir boğa gibi güçlüydü. Sonraları o iri cüssesini kaldıramadı ayakları. Sakatlıklarla boğuşurken son halini gördük ki göbeği de salmış aşağıya. 375 maçta 200'e yakın gol atarak efsaneler arasında yerini aldı kanımca. Dolabımda Inter logolu üç formam var. Biri Adriano , biri Okan Buruk ( sağolsun bir maç sonunda kendisi vermişti ) diğeri de Vieri. 2004'de kullandığım cep telefonumda beraber çektirdiğimiz fotoğraf hala duruyor. Formayı da o gün kapmıştım. Henrik Larsson'un vedasıyla hüzünlenirken Vieri'nin gidişiyle iyiden iyiye yaşlandığımı hissetmeye başladım. Hayat ne çabuk geçiyor , her günün kıymetini bilin.

***

Salı akşamı Mert Aydın'la Atletico Madrid'i konuşurken 'Abel Resino'nun görevine son verilmesi için 6 gol mü yemeleri lazım' demiştim. 6 olmadı ama Chelsea 4 golle uğurladı. Cerezo'nun ağzından sonunda hayırlı bir laf çıktı. ' Bazı şeyleri değiştirmek lazım' dedi. Değişimin adresi tabi ki Abel. Önce Laudrup'a teklif yapıldı. Danimarkalı hoca iddiaya göre kabul etmemiş. Şimdilerde Roma'nın eski teknik direktörü Spaletti ile görüşüyorlar. Gündeme gelen bir başka isim Valencia'nın canına okuyan ve en son Benfica'dan ayrılan Quique Sanchez Flores. Tabi ki hoca seçerken bana soracak değiller ama söylemeden edemeyeceğim. Flores gelecekse Abel kalsın , yoksa yakamda beyaz bir mendille yayına çıkacağım.

Konu hocalardan açılmışken iki cümle de Villarreal'den söz etmek lazım. Pellegrini zamanında bu takım 5 sezonun 4'ünü ilk 5 içinde bitirdi. Şimdilerde ligde galibiyeti olmayan tek takım olarak çöküş yaşıyor. Uefa'da ise bu gece Rocchi'nin uzatmalarda attığı golle Lazio'ya yenildiler ve gruptan çıkma şansını da zora soktular. Abel Resino gibi Valverde'nin de suyu ısındı. Avrupa'da görev yapan en başarılı Güney Amerikalı teknik adam olarak kayıtlarda adı geçen Pellegrini'nin Villarreal için ne kadar önemli olduğu bir kez daha tescillendi.

***

Aşağıdaki video 2 sene öncesinde ait. Rahmetli Kazım Kanat , ben ve Hakan Ünsal ile beraber 'Futbol Aktüel'deyiz. Yayına girdiğimiz anda duvardaki koca dekor büyük bir gürültüyle yere düştü. Videoda duyduğunuz ses , ilk yere çarpma anındaki sesin yanında hiç bir şey değil. İşin en ilginç yanı dekor , o an bizi çekmekte olan kameraman arkadaşımızın neredeyse başına düşecekmiş. Meğer omuzunu sıyırmış. Yayında çok güldük ama , ucuz atlatılmış bir kaza olduğunu sonradan anladık.

Bu aralar Avustralyalı rock grubu Wolfmother'ı dinliyorum. Bir ara dağılma noktasına gelmişlerdi. Yeni albümleri Cosmic Egg ile kendilerini yeniden gösterdiler. Özellikle New Moon Rising şarkısının hastasıyım...

Futbolu sevenler Pazar günü evden dışarı adımını atamayacak. Önce Liverpool-Manchester United maçı arkasından Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. Derbi bitmeden dünyanın diğer ucundaki Superclasico Ntvspor'dan canlı yayınlanacak. River Plate ve Boca Juniors kozlarını paylaşacaklar. Maç saat 21:15'de

***

Röportaj serisinde ikinci randevum Banu Güven'le olacak. Aslında bu hafta buluşacaktık. Ancak gerek O'nun gerekse benim işlerim röportajı gelecek haftaya erteletti. Sorularınızı göndermeye devam edebilirsiniz.

8 yorum:

haute_couture dedi ki...

Kazım Abi ne güzel toparlamış gülme krizini.. toprağı bol olsun..

Vandir dedi ki...

wolfmother'ın yeni albümü? ben dağıldılar biye biliyordum?!

çok, çok teşekkür ederim!

onur dedi ki...

kisa kisa ama iyi bir donus:)

Unknown dedi ki...

gazetede aynı şeyleri tekrarlamaktan bıkmamış yazarları okumaktan daha zevkli....güzel bir yazı omuş.

Adsız dedi ki...

70 milyonluk ulkede 1825 adet rating cihazi bulunmasi ne kadar saglikli bir veridir? Bu kadar az rating cihazi ile veri elde edilmesi ne kadar buyuk bir rezalet? onlari kimse tanimiyor denilen rating cihazi sahiplerine de cem uzan'in para teklif ederek rating'leri patlatip reklamda tavan yapmasi da seytan isi olsa gerek.

Ahmet dedi ki...

Arasıra çok yoğun olmasa da bir kaç yeni haber eklersen çok seviniriz Ersin Düzen. Siteyi takip etmek çok keyifli.

Kolay gelsin

Adsız dedi ki...

bence ratinglerin nedeni denekler değil. gerçekten diziler anormal izleniyor. kadınlar bir yana, beşiktaşlı olmayan erkeklerin de önemli bir bölümü dizi izlemiştir veya kadınların sözünü dinlemiştir.

@nightfallstar, istatistik bilimi bunun için var. doğru bir tahmin yapabilmek için illa yüzbin kişiden veri almak gerekmez. seçim öncesi anketlerine bakarsan onlar da bin kişiyle yapılmıştır.

E.Filiz dedi ki...

kısa ama ayrıntılı bilgi içeren bir yazı olmuş. böyle gazete köşe yazısı vari yazılarını görmek çok güzel. eline sağlık.